Prof. Dr. Şükrü Kızılot
Fransızların “Doğanın yarattığı bankerler” diye tanımladıkları babalar için Dostoyevski “Sadece hayat veren değil, hayat verip hak eden baba adını taşıyabilir”, William Maxwell’de “Baba olmak zor değildir ama babalık etmek zordur” diyor.
Harry Truman “Bir babanın çocuklarına bırakabileceği en büyük mirasın, iyi bir ad” olduğunu belirterek, gerçek mirasın tanımını yapmış.
Giden Haklar Yasalara bakıyoruz, babalara sağlanan fazla bir “özel hak” yok. Her geçen yıl, annelere bazı haklar sağlanırken, babalara sağlanan haklar azaltılmış ya da ortadan kaldırılmış.
– 17 Şubat 1926 tarihinde kabul edilen Türk Medeni Kanunu ile erkeklerin, birden fazla kadınla evlenmeleri ve tek taraflı boşanmaları ile ilgili hakları kaldırıldı.
– 29 Kasım 1990 tarihinde, Medeni Kanun’da yer alan “Kadının çalışmasını kocanın iznine bağlayan” hüküm iptal edildi.
– 22 Mayıs 1997 tarihinde ise, kadının evlendikten sonra, kocasının soyadının yanı sıra, kendi soyadını da kullanabilmesine olanak sağlandı.
– 1998 yılına kadar, eşinin vergiye tabi geliri, “Aile reisi beyanı” adı altında, kocası tarafından beyan ediliyordu. 29 Temmuz 1998 tarihinden itibaren, bu uygulamaya son verildi.
O gün bu gün, kadınlar vergiye tabi gelirlerini, eşlerinin bilgisi dışında, kendi adlarına beyan edebiliyorlar. Böyle olunca, kocası da geliri ve serveti hakkında bilgi sahibi olmuyor.
Yeni Medeni Kanun
22 Kasım 2001 tarihinde kabul edilen yeni Medeni Kanun ile babaların bazı özel hakları daha ellerinden alındı ve eşlerine, bazı yeni haklar sağlandı. Bunlardan biri olan “Boşanma halinde mal paylaşımında”, taraflar arasında önceden yapılmış, aksine bir sözleşme yoksa boşanma durumunda, evlilik sırasında edinilen mallar, yarı yarıya paylaşılacak. Evlilik devam ettiği sürece, anne ve baba çocukla ilgili velayeti birlikte kullanabilecekler. Ayrıca, eşin açık rızası bulunmadıkça, oturulan evin kira sözleşmesi feshedilemeyeceği gibi, devir de edilemeyecek.