Günümüze değin, ne çok soruldu bu soru. Önceleri aşk sadece duygulara ilişkin sanılırken, bilim insanları yaptıkları açıklamalarla zihinlerdeki aşk kavramını birden alt üst ettiler. “Aşkın kimyası var” dendiğinde, herkes kendi aşkını sorgulamaya başladı. “Kimyama uygun…” , “Kimyam tutmadı…” betimlemeleri dillere yerleşmeye başladı. Böylelikle aşk yanılsamalarına yeni bir kılıf daha bulundu.
Gerçek aşkı yakalayamayanlar, ilişkilerini kişilik çatışmalarında yitirenler, kendi benliklerinden dolayı sorun yaşayanlar, ilişkisinin ardından; “Kimyam tutmadı” deyip işin içinden çıkıveriyor artık.
Aşkın kimyasında, aşık olanlar birbirlerinin hormonlarını harekete geçiriyorlar. Kişi aşık olduğunda beyninden salgılanan mutluluk hormonları, bedenine yayılmaya başlıyor. Aşk duygusu beynimizdeki serotonin, endorfin gibi hormonların hızla salgılanmaya başlamasına neden oluyor. Böylelikle kendimizi tarifsiz bir mutluluk ve haz içinde hissediyoruz. Bu mutluluk ve hazzı yeniden yaşamak istediğimizde, aşık olduğumuz kişiyi özlüyor, onu görmek ve her an onunla olmak istiyoruz. Salt cinsel çekim olmayan birlikteliklerde, eşlerin hormon düzeyinin ve kalitesinin, birbirine çok benzer olduğu biliniyor. Buradan da aşkın vazgeçilmezliği daha da artıyor. Hem duygular, hem kişilik özellikleri, hem de hormonlar benzer ya da aynıya çok yakın işlemeye başlayınca, aşk vezgeçilmezliktir diye aşkı tanımlamak yanlış olmuyor.
Aşkın Kimyasal Mucizeleri
Aşık olan insanın güzelleştiği söylenir. Gerçekten de aşk insanı güzelleştiriyor. Aşık olunduğunda salgılanan hormonlar, cilde gerginlik, parlaklık, gözlere canlılık veriyor.
Bu hormonlar aynı zamanda ruh sağlığımız üzerinde de son derece olumlu etkiler yaratıyor. Stresle başa çıkma gücümüz artıyor., olaylara, çevremize ve dünyaya daha pozitif bakıyoruz. Bu pozitiflik beynimizde yine mutluluk hormonlarının salgılanmasına neden oluyor. Vücudumuzun kimyası olumlu anlamda değiştiğinde, kendimizi müthiş dinamik, zinde ve sağlıklı hissediyoruz.
Aşkın nimetleri bu kadarla da bitmiyor. Aşk, kişiliğimizde uyuyan bir takım özellikleri de uyandırıyor.özgüven eksikliğimiz varsa, kendimize güvenimiz artıyor. Aşıkların kendilerine güvenleri müthiştir. Aşk beraberinde cesareti de getiriyor. Korkaklar, aşk sayesinde cesur oluyorlar. O güne değin yapmadıkları, gerçekleştiremedikleri davranışlarda bulunabiliyorlar.
Aşk aynı zamanda yaratıcılığı da ortaya çıkarıyor. Aşıklar yaratıcı düşünceleri karşısında çoğu kez kendileri bile şaşırabiliyorlar. Aşkın yaratıcılığı ortaya çıkarıp, artırdığı da tüm diğerlerinde olduğu gibi, burada da bilimsel bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Tarihteki en duygusal şiirler, en anlamlı romanlar, en hisli besteler hep aşkın yaratıcılığıyla ortaya çıkmıştır.
Aşk ilişkideki sorunların çözümünde de son derece başarılı rol oynar. Aşık sorunlarını konuşarak, bazen de vücut dilleriyle çözerler. Aşıklar birbirlerine küsüp, iletişimi kapatmazlar çünkü onlar küs duramazlar. Küs kalamadıkları için, en iyi çözümleri üreterek ilişkilerini sağlamlaştırırlar. Hiç kkuşkusuz onların da anlaşmazlıkları olur ama aşkın kendisinde var olan hoşgörü duygusu o kadar güçlüdür ki, anlaşmazlıklar aşıkların hoşgörüsü karşısında savunmasız kalırlar.
Aşkın hoşgörü duygusunu güçlendirdiğini biliyor muyunuz? Normal zamnda kızdığınız, öfkelendiğiniz ya da kabullenemediğiniz her hangi bir davranışa ya da söze, aşık olduğunuz zaman mucizevi bir şekilde tolerans gösterdiğinizi farkedersiniz. Üstelik bu toleransınız sadece aşık olduğunuz kişiye karşı değil, tüm çevrenize karşıdır.
Etrafınızdaki insanlar da sizdeki bu değişimi anlarlar. Aileniz, iş arkadaşlarınız, dostlarınız, sizdeki hem fiziksel hem de psikolojik değişimin hemen farkına varır. Çünkü aşkın sizde yarattığı değişim, asla fark edilmeyecek gibi değildir.
Aşk, hayatınıza neşeyi ve gülümsemeyi de getirir. Aşıklar neşelenecek bir şeyler mutlaka bulurlar. Onları neşelendirecek Hiçbir şey olmasa bile, yüreklerinden gelen coşku ve sevinç, onları neşelendirmeye yeter de artar bile. Hatta aşık olduğunuzda kendi kendinizi gülerken bulmanız hiç de şaşırtıcı değildir. Aşık olduğunuzda yüzünüzden sağlık, huzur ve gülümeme eksik olmaz. İşte tüm bunlar aşkın mucizleri değil de nedir?