Av. Gonca Egeli
Türk Medeni Kanununda Boşanma nedenleri tek tek sayılmış ve hangi hallerde dava açılabileceği açıklanmıştır. Boşanma nedenlerinden biride Evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması ortak hayatın sürdürülmesinin imkansız hale gelmesidir. Bu hal Hepimizin bildiği,sıkça kullanılan şiddetli geçimsizlik halidir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması halinde evliliği devam ettirmek istemeyen eş dava açarak boşanmayı talep edebilir. Boşanma davası açan eş iddialarını ,ortak hayatın imkansız hale geldiğini, evliliğin çekilmez hal aldığını ispatla yükümlüdür. Aleyhine boşanma davası açılan eş, davacı eşinin kusurunun daha ağır olması halinde itiraz hakkına sahiptir. Tüm bu işlemler uzun bir yargılama sürecine ve usulüne tabidir. Taraflar için bu süreç bazı hallerde son derece yıpratıcı olmakta ,kişiler sadece boşanma davasına odaklanmakta ,çocuklar için bu süreç daha da sancılı geçebilmektedir. Eşlerin bu süreci yaşamak istememesi ve gerekli konularda ortak bir noktada anlaşmaları halinde Medeni Kanun uyarınca toplumda bilinen adıyla Anlaşmalı Boşanma gerçekleşmektedir.
Medeni Yasada Evlilikleri en az bir yıl sürmüş çiftlerin boşanma konusunda hemfikir olması ve boşanmanın sonuçlarının tamamında anlaşmış olmaları halinde evliliğin temelinden sarsılmış olduğunu kabul ederek eşlerin boşanmalarına karar verileceği hükmü vardır.
Anlaşmalı Boşanmanın gerçekleşmesi için;
Eşlerin her ikisi de boşanmayı istemesi gerekmektedir. Çocukların velayeti ,nafaka, maddi manevi konular, hak ve alacaklar, tazminat talep edilip edilmediği gibi tüm hususlarda eşlerin anlaşmış olmaları gerekmektedir. Anlaşma mali konular ve çocukların durumunun düzenlendiği ve her iki tarafın özgür iradesiyle kabul ettiği düzenlemeyle gerçekleşir.Eşler arasındaki bu düzenleme hukuka uygun ve uygulanabilir olmalıdır. Hakim gerek gördüğü hallerde özellikle çocukların menfaati söz konusu olduğunda düzenlemede değişiklikler yapabilmektedir. Düzenlemenin hukuka uygun olması ve uygulanmasında problem olmaması Aile mahkemesi Hakimince uygun bulunması halinde eşler herhangi bir sorun yaşamadan boşanma gerçekleşir.
Davayı eşler birlikte açabileceği gibi birinin açtığı davayı diğerinin kabul etmesiyle de dava süreci başlamış olur. Anlaşmalı Boşanma gerçekleşebilmesi için tarafların en az bir senelik evli olmalarının yanında ,Eşlerin her ikisinin de duruşma gününde Mahkeme de hazır olması gerekmektedir. Eşler açıkça boşanmaya yönelik iradelerini Hakim huzurunda beyan ederler. Eşlerden biri daha önce anlaştıkları bir konuyla ilgili olarak duruşma günü kararından vazgeçtiğini beyan ederse taraflar arasında anlaşmazlık olduğu için boşanma gerçekleşmez. Mahkeme hakiminin tarafların menfaati doğrultusunda gerekli gördüğü değişikliği yapması halinde eşlerden birinin bu değişikliği kabul etmemesi durumunda da boşanma gerçekleşmez. Bu nedenle tarafların boşanmanın sonucuna ilişkin düzenlemeyi hukuka uygun, uygulanabilir şekilde hazırlamaları önem taşır. Anlaşmalı boşanma gerek yargılama süreci gerekse usulünün daha kısa olması nedeniyle taraflar için daha az yıpratıcıdır. Bu nedenle birçok kişi öncelikle anlaşarak boşanmaya çalışmaktadır. Eşlerin bilinçli olması öncelikle çocuklarının menfaatini ön planda tutarak karar vermesi birçok zorluğu kolaylaştıracaktır.
TÜRK MEDENİ KANUNU
MADDE 166/1 Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
MADDE 166/3 Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.”